Bugün, 3 Aralık Dünya Enegelliler Farkındalık Günü !
Okkalı bir yazı yazasım var ama hiç bir şey yazmak, herhangi bir mesaj vermek gelmiyor içimden.
Neden diye uzun uzun düşündüm.
Galiba cevabı buldum : Umut yine kaldı yarınlara….
Gerek sosyal medyada, gerekse yaşantımızda bizzat verdiğimiz mücadelelerle,
gittiğimiz, gidebildiğimiz; bir arpa boyu yol …
Evet evet hepsi bu; bir arpa boyu yol !
Engellileri ve ailelerini destekleyen, kalplerini bize açan, sevgi dolu bir kaç yüreği saymazsak kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz bu alemde…
Önceki hükümetlerden tutun da şimdiye değin, devlet birçok şeyi veriyormuş gibi yaptı. Anlayacağınız; mış gibiye devam…
İster bedensel, ister sosyal engelli olun farketmiyor. Toplumun görmezden gelmeyi tercih ettiği ya da acıma duygusu ile yaklaşmayı benimsediği bir vakıa engellilik.
Bizzat kendimiz veya bir yakınımız etkilenmedikçe, üstünde düşünülmeyecek bir konu.
Birini görür üzülür, sonra gider unuturuz, unutmak isteriz. Başımıza gelmesini hiç istemediğimiz bir durumu düşünüp de çağırmak istemeyiz ne de olsa…
Çuvaldızı başkasına batırmadan önce iğneyi kendine batıracaksın demişler. Bizlerde de yok mu kusur? Elbette var.
Hep başkaları çabalasın isteriz. Çünki bizim acımız da derdimiz de başkalarından daha büyüktür.
Bazen de aklımız daha çoktur, boyuna akıl veririz ama faaliyete gelince toz oluruz.
Fakat, dertli insanın başı dumanlı olur. O nedenle bari sizer farkında olun.
Herşey ayan beyan ortadayken talep etmek zorunda kalmayalım artık !
Yorulduk !
Tek yaptığımız akıl vermek, ötekileştirmek ya da yücelterek ötelemek
Aman aman, sakın çok acıma acınacak hale düşersin !
Vah vah tüh tühhh Allah yardımcınız olsun kardeş !
Allah sabır versin !
Yaa bizim komşunun oğlu da böyleydi, okuttular geçti !
Sizler eli öpülesi anne babalarsınız. Ne güzel yeriniz cennette şimdiden hazır !
Devlet maaş veriyor, daha ne yapsın !
Benim çocuğum bu deliyle mi okuyacak !
Bu liste uzaaaar gider…
Sıkmayayım sizleri de.
Madem çevremize verecek kadar çok aklımız var, neden sorunları çözmeye harcamayız bu enerjimizi?
Herkes önce kendi evinin önünü süpürmekten başlasa mesela;
Otizmli ya da bedensel engelli bir çocuk veya yetişkin gördüğümüzde, gözlerimizi kaçırmasak ya da gözlerimizi dikerek insanları rencide etmesek. Onun yerine yapabileceğimiz bir şey varsa yapsak veya toplumda dışlanmalarına neden olan engelleri ortadan kaldırmak için çalışsak.
Tüm engel grupları ya da farklı (otizmli vb. ) bireylerimizin hakları için devletin ilgili bölümlerinde bizler de çaba sarfetsek.
Çalışıp çabalayamayacaksak eğer, bari gölge etmesek !
Aslında , engellilik ile yakından tanışmamış insanlar, bu konuya eğilmeye meyil etmişlerse, ortada farkındalık geliştirmeyi gerektirecek bir durum da yoktur esasen… İnsanlığın ve medeni yaşamın gereği budur zaten…
Tüm sorunlar kendiliğinden çözülür.
Tüm engel grupları insanca yaşar, eğitilir, okur,meslek sahibi olur, çalışır, üretir ve seyehat eder.
Ne kendisine ne de topluma yük olur…
Her Aralık ayında, bir ARALIK hatırlanan engelli sorunları ile daha çoook 3 Aralık’lar geliir ve geçer…
Amacımız ülkemizde, insanca yaşam standartlarını oturtmaksa eğer, bunun yolu farkında olmaktan geçiyor,
FARKINDAYMIŞ gibi yapmaktan değil !
Serpilgül Vural
[…] sosyal medyada falan ama işte özel annlerin dediği gibi masallarla geçti bir gün daha farkında olamayanların ülkesinde. Ayrıca yine çocukları es geçtik. Peki biz “normaller” çocuklarımıza engelli […]