Sitem yenilenirken oluşan bir hata nedeni ile yazının linki kırılmıştır. Tekrar yayınlıyorum. Takipçilerimden özür dilerim.
Bloğumun bu köşesini duygularını, isteklerini, sıkıntı ve sevinçlerini buradan duyurmak isteyen Otizm dostlarının bana gönderdiği yazılara ve Otizm aileleri ile yapılan röportajlara ayırdım. Burada yazılarınızın yer almasını arzu ediyorsanız ya da sizinle röportaj yapmamı arzu ediyorsanız serpil.vural@outlook.com adresime yazabilirsiniz…
Bu günki yazımız kıymetli annemiz Zehra Puyan Hanımefendiden….
Bana, benim yaşadıklarıma göre Otizm;
yıpratıcı,yorucu, bitmeyen ve iyileşmeyen bir gelişim bozukluğu,ömür boyu sürecek bir savaş.
”Benden sonra ne olacak, çocuğum ne yapacak?”sorusuna,cevap bulamamak, hiç ölmemeyi istemek… Hep o savunmasız, yaşamak için birilerine bağımlı yavruya bakma isteğidir.
Otizm acımasızdır, kendi bedeninin içinde, müebbete mahkum olmaktır. Evladınla aranda yıkılmaz duvardır, evladına anne, annesine evlat olamamaktır. Dokuz ay, özenle taşıdığın, hevesle beklediğin, hakkında güzel hayaller kurduğun minicik bebeğinin gelişiminin yetersiz ve farklı olduğunu görmek, dahası ilerde ne olacağını kestirememek, bu konuda hiç bir fikri olamamak…
Büyüdükçe iyileşeceğini zannetmek, zannettikçe yanılmak, yıllar geçtikçe bir arpa boyu yol alamamak,her türlü olumsuzluğa göğüs germektir otizm….
Otizm toplum ile bağının kopmasıdır,bu bağın zaten olmamasıdır.En yakın çevrenin bile seni anlayamamasıdır.
Devletin umursamazlığıdır,toplumun duyarsızlığıdır, ötekileştirilmenin ta kendisidir, kaderine terk edilmişliktir….
Bazılarına göre Otizm;
suçtur,sağlıklı çocuk doğuramamaktır, kimilerine göre potansiyel tehlike demektir, kendisinin ve çocuğunun huzurunu kaçıran toplum zararlısıdır, aynı parkta, aynı sınıfta olmaması gerekendir……………………
Otizm demek,sabırla yoğrulmuş ebeveyn olmak demektir,sevginin sınırsızlığıdır,umut etmektir,düşüp
düşüp kalkmaktır…Ölüp ölüp dirilmektir.
Otizmli çocuk annesi olmak ;
Otizm denen bu yedi başlı ejder ile savaşırken, her yönden saldıran bu başlarla aynı anda didişmek, kestiğin başların yeniden dikelmesi, inşa ettiğn köprünün son ayağını örerken, köprünün yıkılması, onu yeniden örmek…
Azgın bir nehirde tutunacak bir dal bulmuşken, dalın kırılması ve yeniden dibe sürüklenmektir.
Dağ başında yalnız, çölde susuz, fırtınada mesnetsiz kalmak, ıssız bir adaya düşmektir otizmli çocuk annesi olmak.
7/24 tetikte olmaktır, ailenin diğer bireylerini ayakta tutmaya çalışmaktır.
Otizmli yavruna;güven, ses, ışık, dil olmaktır. Kendini bilmezlere karşı savunmaktır evladını.
Acıyan bakışları görmemek,vah vah lara aldırmamaktır, dışlanmaktır, sosyal yaşantıdan kopmaktır…
bitmektir, yorulmak, çok yorulmaktır….
Ama,
OTİZMLİ ÇOCUK ANNESİ OLMAK, BİR AYRICALIKTIR.
Zehra Puyan
Add Comment