Ana sayfa Eğitim Otizm Özel Eğitim Sağlık Uzmanlarımızdan

Çocuklarda Konuşma Bozuklukları ve Terapisi (2)

Çocuklarda Konuşma Bozuklukları 

Konuşma genellikle taklit yolu ile öğrenilen bir beceridir.  Her çocuk önce yakın çevresinde konuşulan dili öğrenir. Buna anadil denilmektedir. 
Çocuklarımızda konuşma ve okuma – yazma fonksiyonlarının oluşumunu ve normal sürecini bilmek, aksaklıkları ve yapılması gerekenleri daha çabuk kavramamızı sağlayacaktır.
Doğumdan 6. aya kadar :
Dil Gelişimi:
Bebek seslere tepki gösterir. Gözlerini ve kafasını sesin geldiği yöne doğru çevirir ve kendi kendine ses çıkartır.
Anne- Babalara Öneriler:
Bebeğinizle sakin ve sevecenlikle konuşun. Ona tekerleme ve şarkı söyleyin. Onunla gülüp oynayın. Basit sözcüklerle ne yaptığınızı anlatın. Bebeğinizin çevresindeki kişileri, eşyaları ve işittiği sesleri adlandırın.
EĞER;
Çocuğunuz sessizleşirse, seslere karşı tepki gösterin. Sizinle bakışmıyorsa ve özellikle 6. aydan sonra susarsa mutlaka bir uzmana danışın.

12. aydan itibaren
Dil gelişimi:
Çocuk basit dille söylenileni anlar (topu getir denildiğinde topu getirir.) ‘’Anne’’ ve “Baba’’der, ismi söylendiğinde tepki gösterir. 

Anne – babalara öneriler:
Melodik sesle konuşmak çocuğun dili daha iyi anlamasını sağlar, bu nedenle ses tonunuzu değiştirerek, ifadeli bir şekilde konuşun. Çocuğunuzun konuşmaya karşı ilgisini uyandırın. Onun isteyerek ve severek konuşmasını sağlayın. Ona çeşitli iletişim biçimleri olduğunu gösterin. 
EĞER;
Çocuğunuz tek sözcük dahi konuşamıyorsa, sadece el ve yüz hareketleriyle veya işaretleriyle anlaşıyorsa mutlaka bir uzmana danışın.
18. aydan itibaren:
Dil Gelişimi:
Çocuk çok basit cümle ve emirleri anlar. Tanıdığı eşyaları adlandırır. Sözcük dağarcığı genişler.
Anne – Babalara Öneriler:
Çocuğunuzla konuşurken basit cümleler kurun. Bebek dilinden sakının. Onula birlikte yaşına uygun resimli kitaplara bakın. Çocuklara yönelik televizyon programlarını izlerseniz, mutlaka birlikte izleyin ve daha sonra izledikleriniz hakkında konuşun.
EĞER;
Çocuğunuzun konuşması duraksar veya gerilerse, konuşmayı tamamen bırakırsa mutlaka bir uzmana danışın.
24.Aydan İtibaren 
Dil Gelişimi :
Çocuk uzun kelimeleri anlar.Kendi ismini söyler. 2-3 sözcüklü cümleler kurar.
Anne – Babalara Öneriler: 
Ona yeni kavramlar sunun ki, sözcük dağarcığı genişlesin. Söylediklerinizi tekrarlamasını istemeden, onun söylemek istediğini düzelterek tekrarlayın.
EĞER;
Çocuğunuzun sözcük dağarcığı geniş değilse, yani kendisi anne- baba gibi sözcükler haricinde pek fazla konuşamıyorsa, konuştuğu hiç anlaşılmıyorsa, 2 sözcüklü cümleler (anne gel gibi) kuramıyorsa ve aslında çocuğunuzun sizi anlamadığını hissediyorsanız mutlaka bir uzmana danışın.
36. aydan itibaren:
Dil Gelişimi:
Çocuk basit hikayeleri anlar, cümle kurar, sorular sorar.
 Anne- Babalara Öneriler:
Çocuğunuzu dikkatle dinleyin. Duygu ve düşüncelerini sıralamada ve ifade etmesinde yardımcı olun. Biberon  ve emzik alışkanlığını bırakması için çocuğunuzu cesaretlendirin.
EĞER;  
Çocuğunuz yabancı kişileri anlamıyorsa,kurduğu cümlelerde fiil(yürümek, koşmak) veya sıfat (şişman, zayıf) gibi sözcük türlerini pek az kullanıyorsa sözcüklerin çoğul eklerini (örneğin; atlar, bebekler gibi) kullanmıyorsa ve henüz basit cümleler kuramıyorsa mutlaka bir uzmana danışın.
48. aydan itibaren:
Dil Gelişimi:
Çocuk yetişkinler gibi cümle kurar.
Anne- Babalara Öneriler:
Ona hikayeler okuyup, masallar anlatın. Bir şey anlatırken bir siz konuşun, bir o konuşsun. Ona da söz hakkı verin.
EĞER;
Cümle kurmakta zorlanıyorsa, dilimizin kurallarına aykırı cümleler kuruyorsa(ben parka gittik gibi), her zaman anlaşılır bir şekilde konuşmuyorsa veya basit konuları ifade edemiyorsa mutlaka bir uzmana danışın.
Konuşma tedavisine mümkün olduğunca erken  başlamak  gerekmektedir. Tedavi süresi hastanın durumuna bağlı olup kişiden kişiye değişmektedir. Geç başlanan tedaviler daha zordur ve daha uzun sürerler.
Çocuklarda okula başlamadan önce tamamlanmış konuşma tedavileri, okul başarısını arttırır.
Bu bilgiler ışığında çocuklarda görülen konuşma bozukluklarını altı başlıkta toplayabiliriz
ARTİKÜLASYON BOZUKLUKLARI (SESLETİM HATALARI)
SEREBRAL PALSİ(CP),Beyin Felci
KEKEMELİK 
OTİZM
DOWN SENDROMU
DİSLEKSİ

ARTİKÜLASYON BOZUKLUKLARI (SESLETİM HATALARI)

Artikülasyon bozukluğunun nedenleri organik ve fonksiyonel olarak iki grupta toplanır:
Organik Nedenler: Konuşma organlarındaki (ağız, burun, yutak, bir ya da birkaç organik bozukluğun sonucu görülür. Dudaklarda en sık görülen yapısal bozukluk üst dudak yarıklığıdır (tavşan dudak). Dudak sesleri olan p,b,m,f,v sesleri bu durumda bozuk çıkar. Dişlerin eksik ve düzensiz olması durumunda s,ş,f harfleri iyi çıkmaz. Çenenin yapısı ve devinim yeteneği bazı seslerin çıkarılmasında önemlidir. Alt çenenin gereğinden fazla geride olması, ön üst ve alt dişlerin doğru basacak biçimde oturmaması, alt çenenin aşağı-yukarı, sağa-sola devinim hareketlerinin yetersizliği artikülasyonu olumsuz yönde etkiler.
Burun kemiğinin eğri, çatlak ve burun mukozasında et kitlesinin olmasında etkili olur. Dil kasları  ve sinirlerindeki  patolojiler, damağın aşırı yüksek ya da düz olması, küçük dilin hasarlı ya da bir yana kaymış olması, yumuşak damağın felçli ya da gereken yumuşaklıkta olmaması sesin bozuk çıkmasına neden olur.

Fonksiyonel Nedenler: Konuşma organlarının sağlam oldukları halde görevlerini yerine getiremedikleri diğer durumlarda görülür. İşitme engelleri ses algısını etkiler. Mental gerilik artıkça artikülasyon bozukluğunun derecesi de artar. Artikülasyon bozukluklarının bazıları ise tamamen yanlış öğrenmeye bağlıdır. Evde konuşulan dil, çocuğun konuşma isteğinin kırılması durumları da artikülasyon bozukluğuna neden olur.
 Bazı durumlarda konuşma bozuklukları, duygusal çatışmaya bağlı olarak gelişir. Düzeltilmesi en güç olan artikülasyon bozuklukları duygusal uyumsuzluğa bağlı olanlardır. Bu gibi olgularda mutlaka psikolojik destek tedaviye eklenmelidir. Artikülasyon bozukluğunun arkadaş, anne-baba yada öğretmenle yapılan konuşmalarda farklılık gösterip göstermediği de belirlenmelidir. Artikülasyon bozukluklarının tanısında çeşitli testler uygulanmaktadır. Sözlü-nesneli, resimli ve yazılı artikülasyon testleri şeklindedir.
Artikülasyon bozukluğunun tedavisinde beş basamak izlenir;
Nedenlerin ortadan kaldırılması: Başarılı terapi için artikülasyon bozukluğuna neden olan etmenlerin bilinmesi gerekir. Nedenlerin bir kısmı bozukluğu yaratır, bir kısmı bozukluğu sürdürür. Bunların tespit edilip    mümkünse ortadan kaldırılması veya etkisinin azaltılması tedavide başarı sağlar.
Bozukluğun farkına vardırılması: Kişi konuşurken konuşmasında bozukluk olup olmadığının farkında olmayabilir. Çünkü konuşurken kendi konuşmasından çok kendi düşündüğünü dinler. Konuşmasında bozukluk olduğunun farkında olmayan kişinin bunu düzeltmek için kendiliğinden bir çaba harcaması beklenemez. Çocuğun yaşı, cinsiyeti, ilgi alanları ve yetenekleri de dikkate alınarak bir tedavi programı düzenlenir. Sözcük-resim çalışmaları, sözcük tekrarı çalışmaları ve ses kaydı çalışmaları ile bozukluğun fark edilmesi sağlanır. Bazı çocuklar bozukluğun fark edilmesi aşamasında bile bozukluğu düzeltebilirler.
Bozuk seslerin düzeltilmesi: Konuşma ve artikülasyonda vücudun bu etkinlik için bir bütün olarak hazır olması gerekmektedir. Vücut tümüyle ve özellikle artikülasyon organları ve çevresi gerginlik içinde olursa organlar artikülasyon görevlerini gereğince yerine getiremezler. Bazı gevşeme egzersizlerini yapmak yararlı olabilir. Yanlış çıkarılan seslerden önce fonksiyonel nedene bağlı bozuk sesi ele almak, sonra organik bozukluğa bağlı olarak bozuk çıkan seslere geçmek gerekir. Çeşitli çalışmalar sonucu çocuk yanlış sesi doğru çıkarmayı öğrenir ancak bu sesi konuşmada hemen kullanamaz. Yeni sesin konuşmada  kullanılabilmesi için  pekiştirilmesi gerekir. Çeşitli çalışmalarla pekiştirme yapılır.
Düzeltilen seslerin konuşmada kullanılır hale getirilmesi : Sistematik ve düzenli bir
çalışma gerektirir. Okuma-yazma bilenler için sözcük listesi, bilmeyenler için resimler kullanılır. Seçilen sözcükler çocuğun sık sık kullanacağı ya da her gün çevresinde görebileceği nesnelerle ilişkin olmalıdır. Çalışılan ses tekrarlarla heceye ve sonra sözcüğe dönüştürülür. Günlük yaşamda yeri geldiğinde kullanmaya teşvik edilir. 
Tedavinin sona erdirilmesi ve izleme: Bu dönemde yapılacak çalışmalar giderek çocuğun kendisini yönetmesine yönelik olmalıdır. Önce uzmanın etkinliği azaltılır, anne-babanın ve öğretmenin etkinliği artırılır. Anne-babanın en önemli görevi artikülasyon bozukluğu olduğunu fark ettikleri çocuklarına bu durumdan kaynaklı kaygı verici bir ortam yaratmaktan kaçınmaktır. Ayrıca uzman ve öğretmenin önerileri doğrultusunda tedaviyi günlük yaşama dökme konusunda hassas davranmaları gerekmektedir.

Konuşma Terapisi Uzmanı 
Çiğdem Gülerman
Devam Edecek……………
 
 
 
 
 
 
 

Kategoriler

Ekemiş Posta Kutunuzda

Arşivimiz

error: Content is protected !!