Araştırmalara göre diyetisyene giden kadınların yüzde 90’ı önce görsellik sonra sağlık diyor, erkekler ise sağlık açısından mecbur kalmadıkça zayıflamayı düşünmüyormuş. Ahh biz kadınlar… Önce iç güzellik deriz ama görselliği de es geçmeyiz vesselam…
Birçok beslenme uzmanı insanlara sağlıklı olmak, şişmanlamamak ve birçok kronik hastalıktan korunmak için öğün miktarını azaltıp öğün sayısını artırın, sakın ola öğün atlamayın, sabah kahvaltılarını muhakkak kuvvetli yapın ve yağlı yemek yemeyin gibi önerilerde bulunuyorlar.
Prof. Dr Ahmet Aydın gibi beslenme ve metabolizma uzmanları da; ‘ trans yağlı, hazır ve şekerli yiyecekler hem sağlığınızı bozar hem de kilo almanıza sebep olur, onlardan uzak durun, doğal gıdalarla beslenin ’ diyorlar.
Bu öneriler acaba gerçeği ne kadar yansıtıyor?
Ben uzman değilim bunun yorumunu yapmak elbette bana düşmez. Ama 100 yıl öncesine kadar insanlar sabah kahvaltı yapmaz, günde bir ya da kuşluk ve akşam olmak üzere iki öğün yerlermiş. Kaynaklara göre, şişmanlık, diyabet, kanser gibi kronik hastalıklar da o dönemlerin önemli sağlık sorunlarından değilmiş. Muhtemelen ara öğün diye bir kavram akıllarının ucundan bile geçmemiştir; ‘Yemeği gördün yumul, dayak gördün kaç’ formunda bir yaşam neticede…
İnsan bazen nasıl beslenmeliyiz sorusuna cevap bulmak da gerçekten zorlanıyor. Bir de anne olunca işler hepten sarpa sarıyorsa da o konulara hiç girmeyeceğim…
Genç, sağlıklı ve güzel görünmek için toksik kimyasallar barındırmayan sebze, meyve, et tüketip, miktarları abartmaz ölçülü olursak bence gerisi kendiliğinden gelecektir.
Ancak bunları yaparken öncelikle stresi hayatımızdan çıkarmalıyız. Yorgun ve cansız bir cildin, dökülen saçların sorumlusu büyük ölçüde stresimiz olabilir. Mutsuz ve umutsuz bir ruh hali dış görünüşümüze de yansır. Nefes teknikleri mi öğrenirsiniz, doğada yürüyüş mü yaparsınız orası size kalmış. Benim bir numaram, yürüyüşse de kitap okumak yürüyüşle kapışıyor zaman zaman…
Egzersiz yapın, İster yürüyüş yapın ister yüzün, isterseniz spor salonuna gidin. Ne şekilde olursa olsun en azından haftada 3 gün yarımşar saat egzersiz yapın. O da mı olmuyor? O vakit, gideceğiniz yolun bir kısmını mümkün olduğunca yürüyün. Ben öyle yapıyorum. Yaklaşık bir yıldır yürüyorum ve 8 kilo fazlamdan kurtulup hafifledim yetmezmiş gibi kendimi 5-10 yaş gençleşmiş hissediyorum. Tavsiye ederim harekete geçin… Her ne kadar ruh güzelliği önceliğimiz olsa da unutmayalım, bedensel güzelliğin yolu sağlıktan geçiyor.
Sağlık ve güzellik için, düzenli uyku çok önemli. Uykunun süresi çocuklar için çok büyük önem taşırsa da belli bir yaştan sonra süresinden çok kalitesi değer taşıyor. Deliksiz ve kaliteli bir uyku çekmek gibisi yok. Vücut uyku sırasında hücrelerini onarır, cilt kendini dinlendirir. Yani, uykuya da gereken önem verilecek, şart!
Su için, içebildiğiniz kadar çok su için. Su hayattır, güzelliktir. Tabii temiz su bulabilirseniz. Malum büyük şehirlerin suları kokuşmaya başlamış… Günde 8-10 bardak su içmek hem cildinizin canlılığını ve gerginliğini hem de organlarınızın sağlığını korumasını sağlar. Yaşlanmayı geciktirmesi de cabası. Şahsen ne zaman az su içsem vücudum ödem yapıyor, bir ağırlık bir çirkinlik sorma gitsin…
Benim gibi, doktora hasta olunca değil hastalanmadan gitmeyi deneyin. Yılda bir kez sağlık kontrolü yaptırın. Bunu sadece güzellik olsun diye söylemiyorum, sağlık mühim. Yoksa mevta güzel olmuş ne fayda. Değil mi ama? Ağız sağlığınız ve güzelliğiniz için düzenli olarak diş hekimine gitmekle başlayabilirsiniz mesela. Hem gülüşünüz güzelleşir hem bedeniniz…
Sigara içmekten ve içilen ortamlardan uzak durmaya çalışın. Sigara sadece sağlığınıza zarar vermekle kalmaz aynı zamanda cildin ve saçların da en büyük düşmanıdır. Uzmanlar, sigara içmenin, cildin doğal yaşlanma hızını iki katına çıkardığını belirtiyorlar. Hayatta pek çok hata yaptıysam da sigaraya hiç başlamamış olmam en büyük artım oldu diyebilirim.
Atalarımız ne demiş;
’ Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur’
Ben de bir söz ekleyeyim diyorum;
‘ Güzellik sağlıktan gelir ‘ Atalarımızın ki kadar başarılı olmadı ama yeterince açıklayıcı sanırım.
Ben yürüyüşe çıkıyorum, kendinize iyi bakın…
Havalar nasıl olursa olsun sizin havanız iyi olsun arkadaşlar… Sahi bunu da biri söylemişti ama kim?
Serpilgül Vural Kınacı
Add Comment