Ana sayfa Genel Otizm

Hayallerim ve Ben…..

fotografGeçmişte duygularımı bazen de kimi düşüncelerimi paylaşmaktan utanırdım. Bu sebepten hiç günlük tutmamışımdır mesela…..Şiir de yazmamışımdır. Şiir insanı daha kolay ele verir. Galiba şiirler duygularımızın bir anlamda özetidir ve sözcüklerle oynama yetisi de gerektirir. İşte bu beceri, benim diyen bir yazar da bile olmayabilir….

Ben ne yazarım ne de şair..

Öyleyse bana son günlerde neler oluyor? Bilemiyorum….

Ne değişti de hayatımda duygu ve deneyimlerimi ulu orta paylaşır oldum?

Lise yıllarımda bana aşk şiirleri yazıldığında da tuhaf olurdum. İnsanların bu kadar duygusal olmasına katlanamaz, aşk şarkıları dinleyip dertlenemezdim. Özellikle ağır arabesk parçaları dinleyenelere  tahammül bile edemezdim.

On yıl önceki hayatımla şimdiki arasında çok da bir fark yok. O zaman da otizmli bir oğlum, kolay olmayan, mücadele gerektiren bir hayatım vardı. Ne değişti?

Kendime bir süredir bu soruyu soruyorum. İlk olarak Gülüş Türkmen ile You tube da yayınlanan söyleşimizde bu soru ile yüzleştim. Beklemediğim bir soruydu. Deyim yerindeyse  ters köşeye yattım. Evet bir cevap verdim. Ama gerçekten de asıl cevap bu muydu? Tam olarak bilemiyorum….

Sanırım artık yaşlanıyor, hayallerimi gerçekleştirmek için zamanımın giderek azaldığı gerçeği ile sarsılıyorum. Belki de bu yüzdendir tüm çabam ve paylaşımlarım….

Yok yok sadece bu olamaz. Galiba benim çocukluk ya da gençlik hayallerimin gerçekleşme umudu kalmadı. Geç te olsa  farkettim ki şimdi farklı hayaller kurma zamanı…..

Bazı hayaller var ki gerçekleşmesi imkansıza yakın. Daha ulaşılır hayaller kurmak hatta hayal etmek  zamanı geldi de geçti bile….

Ne yaparsam yapayım, nereye gidersem gideyim içimde dolduramadığım bir boşluk var…

Ne düşünürsem düşüneyim, ne yaşarsam yaşayayım dönüp dolaşıp aynı boşluğun içine düşüyorum…..

Yazdığım yazıların başlığı her ne olursa olsun yine gelip Otizm’e dayanıyor.

Belki son on yıldır hayatımda biriktirdiklerim hep bu yönde olduğu için ya da kanayan yaram tam da bu noktada olduğu için…. Bilemiyorum….

Benim yaşıma gelen pek çok arkadaşımın hayali; emekli olmak, sakin bir sahil kasabasına yerleşmek ya da artık torun pışpışlamak olabilir…..

Ama ben bu hayalleri kuramıyorum ki… Kursam da hep aynı sorunla başbaşayım; Otizm…

Bazı Otizm anneleri bana kızacak. Otizm bir sorun değil,farklılık diyecekler….

Sorun ya da farklılık neyi değiştirir ki?  Sonuçta çocuklarımız içinde  bizim için de yaşadığımız sorunların kaynağı değil mi bu ‘’farklılık ‘’ ?…  Bir türlü anlaşılıp, kabulenilmemek bazen de dışlanmak değil mi  bu ‘’farklılık’’ ?

Diyelim ki Çeşme’ye ,Bodrum’a ya da Kaz Dağlarına yerleştim. Sorunlarım çözülecek, hayallerim gerçekleşmiş mi olacak? Size cevabım koca bir HAYIR!…

Oralarda otizmliler için eğitim imkanları var mı? Etrafımda eş yok, dost yok… Nasıl oralarda mutlu, mesut yaşarım? İster Paris’te olayım ister Kaz dağlarında. Bizi bilen, olduğumuz gibi kabullenen çevremizde kaç insan var ya da olacak?

Hoş, bu durumda bile kaç insan yanımızda? Kaç tanesi yanımızda olmak istiyor, bizi özlüyor ,görmek istiyor ?.. Bu da tartışılır  ya…….

Evet,  burası benim  kilitlendiğim nokta. Eminim tüm otizm aileleri aynı ikilemi yaşıyorlardır…

Aslında temiz bir doğa, basit bir yaşam, otizmli için çok daha kolay ve yaşanılasıdır.

Çevrede fazla değişken durumlar olmaz, sürprizlerle karşılaşılmaz, rutin ve monoton bir hayat….

Ama bu halde de çocuklarımızı toplumla barıştıralım, sosyal ortamlara sokalım, otizmlileri tanısın ve kabullensinler gibi mottolarımızla çelişmeyecek miyiz? Üstelik olağan dışı gelişmeler yaşandığında hazırlıksız yakalanmayacaklar mı?

Bazen kendi kendime diyorum ki  ‘Serpil senin bir otizm köyü projen vardı. Hem doğa hem ,üretkenlik hem de toplumla iç içe yaşama imkanı. İşte bunların hepsi onun içinde yok muydu? Neden üstüne eğilmiyorsun?’’

Sonrada diyorum ki kendi kendime;

‘’Amaaann Serpil..Senin projen yıllar önce rafa kalkmamış mıydı? Hiç ilgilenen bir yetkili, varlıklı, ya da çevre sahibi bir insan buldun mu ki de bu hayallere tekrardan dalıyorsun? Toparlan ve kendine gel. Şimdi bireysel düşünme zamanı. Ne yapacaksan imkanların ölçüsünde  sen yapacaksın. Hem artık devir; her koyun kendi bacağından asılır devri’’…..

Yine de birşeyler yapmadan duramıyorum işte…. Serde hem koç hem de balık olma halleri var…

Olmuyor ki yapamıyorum. En azından bildiklerimi paylaşıyor, toplumda bir  farkındalık yaratmaya çalışıyorum…

Fakat bu konuda da geçen gün kızkardeşimden bir uyarı aldım.Bana dedi ki

‘’ Abla zaten üç beş tane arkadaşın var onları da Otizm de Otizm diyerek kaybedeceksin. Artık Otizm dışı bir şeyler paylaş Facebook’ta. Benden söylemesi hepten yalnız kalacaksın.’’

Belki de haklıdır. Kimbilir?…. İnsanlar kendi dertlerinden arınmak, oyun oynamak ya da üçbeş karikatür görüp eğlenmek için dahil olmuyorlar mı bu hazrete ?….

Gibi gibi onlarca deli düşünce, kafamda bir o yana bir bu yana koşuşup duruyorlar……

Gördüğünüz gibi pek çok hayalimden çoktan vazgeçmişim…..

Dilerim sizler hayallerinizin peşine takılır ve onları gerçekleştirme imkanını yakalarsınız….

Benim gibi sadece hayal kurmayın, hayal etmeyi de başarın… Ne de olsa hayal etmek içinde eylem barındırıyor…..

Serpilgül Vural

About the author

admin

6 Comments

Click here to post a comment

  • Sorunlarını paylaşmak insana dostlarını kaybettirmez.Aksine seçilmiş, samimi ve yazı üzerinde de olsa sorunları paylaşma isteğinde olan dostları kalıcı yapar.Onları gün yüzüne çıkarır.

  • herzamanki gibi çok güzel anlatmışsın…gerçektende bizler hyallerimizi pek gerçekleşiremeyeceğiz….istesekte olmuyor gerçekten….

  • serpi hanım ben daha yolun başındayım ama yazınız benimde düşüncelerime tercüman oldu gerçekten..o hayallerin içinde en çok olağan dışı gelişmeler kısmını günde kaç kere hayal ediyorum bilmiyorum artık..kafamda o kadar çok düşünce gelişiyor ki bu bilim kurgu denilen şeyleri de bir olasılık var mı diye düşünmeden duramıyorum..geçenlerde bir yazı okudum nette insan beynine benzeyen çip üretilecekmiş ona bile ümitlendim inanın..belki bu çip üretilir bizim ve diğer engelli çocuklara bireylere takılırda onlarda özgürce yaşayabilirler diye..hayallerin sınırı yok..

  • ‘’ Abla zaten üç beş tane arkadaşın var onları da Otizm de Otizm diyerek kaybedeceksin. Artık Otizm dışı bir şeyler paylaş Facebook’ta. Benden söylemesi hepten yalnız kalacaksın.’’
    Hayır …her bezirgan tezgahındaki ürünü bilir onu tanıtır ..Toplumsal birlikteliğin gereği de toplumsal duyarlılık sahibi olmayı gerektirir. Dolaysıyla birimizin paylaşım gereği gördüğü konuda duyarlı davranıp, en azından kendi listemize ulaşmasını farkındalık yaratmak için bile sağlamazsak .. toplum olma bilincine bile sahip olamayan sürülerden ne farkımız kalır. Birimizin derdi sadece onun derdi ve onun toplum içinde kaybolup giden çığlığı olacaksa şayet.. YUH OLSUN BÖYLE BİRLİKTELİKLERE, TOPLUMSAL OLGUYA. İNSANLIĞA..

Kategoriler

Ekemiş Posta Kutunuzda

Arşivimiz

error: Content is protected !!