2006-2007 yıllarında Dr. Cem Kınacı bir dizi otizm konferansı vermişti.Bazı aileler hatırlayacaktır. Otizmin biyomedikal sebepleri ve bilinen tedavileri ile ilgili bilgiler verirken slaytlarında Otizmle Lyme’ın ilişkisi ve sebep olan bakteriyi de otizmin nedenleri arasında sayarak konuyu gündeme getirmişti.
O yıllarda ülkemizde Otizme dair biyomedikal tedavilere bazı çevrelerce
tü- kaka gözü ile bakıldığı için Lyme konusu pek ilgi çekmemişti nedense….
Nihayet son günlerde ülkemizde de Otizm ve Lyme bağlantısı konuşulmaya başlandı. O yıllarda tanı almış çocuklar için geçen 7 yıllık süre büyük kayıp olsa da gerçeğin dillendirilmesi ve artık kabul görmesi bir nebze de olsa geleceğe dair umut taşıyor…
Konu dışı olsa da yeri gelmişken ülkemizde bilimin sadece üniversitelerde yapılmadığı gerçeğine vurgu yapmak istiyorum. Bilimin bilim olması için illa da üniversitede yapılması gerekmiyor. Dünyada pek çok özel vakıf veya kurumlar bir dizi bilimsel çalışmayı gerçekleştirmektedirler.
Otizmle lyme ilişkisi aslında yurt dışında çok daha eskiden beri bilinmektedir ve bu konuda vakıf bile kurulmuştur. Bu vakıf her sene en az bir kez konferans düzenlenmekte yeni gelişmeleri ve tedavi sonuçlarını paylaşmaktadır. (bknz:liafondation.org)
Ülkemizde ise ilk kez 7 yıl öncesinde dile getirilen Lyme ve otizm ilişkisi ilk kez bir Türk üniversitesi tarafından yapılan vaka çalışması ile bu yıl gösterilmiştir. Konu Üniversite tarafından gündeme getirilince okadar çabuk kabul gördü ki şaşkınlıktan ne diyeceğimi bilemiyorum. Ama dedim ya her şeye rağmen umutluyum…
Daha çok Amerika’nın kuzeyinde bulunduğuna inanılan bir kenenin (boreilla) neden olduğu düşünülen bir rahatsızlıktı ki şimdi borelia dışındaki kene türlerinin de Lyme ile ilişkisi olduğu tespit edildi. Bu bağlantıyı ilk öğrendiğimizde Ata’yı kene ısırsa bilirdik diye düşünmüştük. Ancak araştırmalar geliştikçe zamanla gördük ki çocuğumuzu kenenin ısırması da gerekmiyormuş…
2008 Nisan ayında Lyme-otizm konferansına katıldık ;
Meğer kenenin taşıdığı lyme bakterisi insana çeşitli yollarla bulaşabilmekteymiş….
İşte bulaşma yolları:
* Kenenin bizzat ısırması ile bulaşıyor. Kene çok küçük olduğu ve acıtmadığı için fark edilmesi son derece güç olabiliyor. Sadece garip bir kızarıklık ve ateş oluyor. Doktorlar da genellikle ne olduğunu anlayamıyorlar.
* Daha önce kene tarafından ısırılmış bir anneden anne karnındaki bebeğe geçebiliyor.
* Daha önce kene tarafından ısırılmış babaya ait sperm vasıtasıyla anneye bulaşması ve böylece taşıyıcı anneden bebeğe geçmesi de mümkün.
* İlgili kene tarafından ısırılan hayvanın idrarının bulaştığı yerlerden de insanların çıplak tenine temas edebiliyor. Bu temas yoluyla bulaşması ihtimali de mevcut. Bahçe ya da piknik yapılan ortamlarda hijyene dikkat etmek gerekiyor ki korunmak çok zor.
Sadece çocuklar için değil büyüklerde de pek çok soruna yol açan bu bakteri beyin gelişim dönemini yaşayan ve bağışıklık sistemi henüz oturmamış bebeklerde çok daha zararlı olabilmektedir.
Üstelik anne karnındayken alındığı durumlarda kanda bu hastalığın tespiti de 2 kat daha zor olmaktadır.
Beynin işlevlerine yönelik problemler metal toksisitesi ya da başka biyolojik rahatsızlıklarda da görülebilir. Beyin işlevlerinin bozulması durumu ayırıcı tanıda çok da önem arzetmemektedir. Bu nedenle yapılacak laboratuar testleri ile karar almak gereklidir.
Zorluk da burada başlamaktadır. Zira bu bakteriyi taşısanız bile bunu laboratuar ortamında ispat etmeniz zaman alabilir. Genelde provakasyon yapılmadan yapılan testlerde ilk seferde çıkmamaktadır. Birkaç ay sonra tekrar kontrol edilmelidir. Özellikle bağışıklığınızın düşük olduğu hasta olduğunuz dönemlerde bakterinin tespiti daha kolay olabilmektedir.
Kronik lyme’ın tedavisine yönelik pek çok teori vardır. Hastanın kene tarafından ısırılmasının hemen sonrası fark edilirse antibiotiklerle tedavisi kolaydır.
Ancak fark edilmediği ve kronik bir hal aldığı dönemlerde, özellikle de doğmadan önce anneden alınması halinde tedavisi oldukça güçtür. Tamamen ortadan kaldıran bir tedavi henüz kesinlik kazanmamış olmakla birlikte tedavi sistemlerinin kombinasyonları sayesinde yüz güldüren sonuçlar alınmaktadır. Lyme’ın tedavisi için Amerika’daki LIA vakfı ve bazı araştırma grupları çalışmalarına hala devam etmektedirler.
2. bölümde Lyme hastalığı ile Lyme’a bağlı Otizmin, benzer ve ayrışan bulgularını liste halinde vermek istiyorum.( LYME Hastalığı ve Lyme’a Bağlı Otizmin Belirtileri )
Lyme hastalığının varlığını tesbit için yapılacak testleri ve LIA Vakfının yayın organlarında belirttiği tedavi çeşitlerini de yazımın 3. bölümünde kısaca özetlemeye çalışacağım.
Serpilgül Vural
Add Comment