Otizm hakkında ünlü Otizmli profesör Temple Grandin’inden bilgilendirici ve oldukça eğlenceli bir konuşma
Otizmin tam olarak ne olduğunu anlatarak başlayacağım. Otizm en ağır formunda çocuğun sözcüksüz kaldığı seviyeden tüm o parlak bilim adamları ve mühendislerin seviyesine dek uzanan uzun bir süreçtir.Ve aslında burada kendimi evde hissediyorum. Çünkü burada pek çok otizm genetiği var. Yoksa….
Bu kişisel özellikler sürecidir. İnek bir öğrenci ne zaman Asperger’e döner? Bu ılımlı otizmdir. Yani Einstein, Mozart ve Tesla hepsi bugün muhtemelen otistik spektrum içindedeğerlendiriliyor olurlardı. Beni gerçekten düşündüren şeylerden birisi de bu çocukların geleceğin enerji şeylerini icad etmelerini nasıl sağlamaya çalışacağımız. Bill Gates bu sabah bunlardan bahsetmişti.
Tamam, şimdi eğer siz otizmi anlamak istiyorsanız hayvanları anlayacaksınız. Size düşünmenin farklı yollarından bahsetmek de istiyorum. Konuşma dilinden uzaklaşmanız gerekiyor. Ben fotoğraflarla düşünüyorum. Ben lisanla düşünmem. Şimdi, otistik akıldaki olay şu; detaylara dikkat eder. Şimdi bu testte sizin büyük harfleri mi yoksa küçük harfleri mi seçtiğinize bakılıyor. Ve otistik akıllar küçük olan harfleri daha çabuk algılar.
Ve olay da şu; aslında normal bir beyinin detayları atlar. Yani eğer bir köprü inşa ediyorsanız, detaylar önemlidir çünkü detayları atlarsanız köprü çöker. Ve benim en bugüne ait politikalarla ilgili en büyük endişem işlerin giderek soyut ve özet hale gelmesidir. İnsanlar elleriyle birşeyler yapmaktan uzaklaşıyorlar. Pek çok okul müfredatından el yapımına dair dersleri çıkarmaya başlamasından endişeliyim, çünkü sanat ve benzer dersler, benim sivrilebildiğim dersler olmuştur.
Sığırlarla yaptığım çalışmada, sığırların ürkmesiyle ilgili pek çok insanın fark edemediği pek çok şeyi fark edebildim. Örneğin; bu dalgalanan bayrak, tam olarak veterinerlik fakültesinin önünde., Bu besi ağılı neredeyse tüm veterinerlik fakültesini yerle bir edecekti, tek yapmaları gerekense bayrağı kaldırmaktı. Hızlı hareketler ve kontrast. 70’lerin başlarında işe başladığımda, kanalın hemen altından sığırların ne gördüklerini gördüm. İnsanlar bunun delilik olduğunu düşündü. Çite asılı bir palto onları ürkütüyordu. Gölgeler onları ürkütüyordu, yerdeki bir çoraptan ürküyorlardı. İnsanlar bu tarz şeyleri farketmiyorlar, yukarıya asılı bir zincir, ve bunlar filmde çok çok güzel gösterilmiş.
Aslında filmi ve tüm projelerimi nasıl da kopyaladıklarını çok sevindim. O işte içimdeki zeki kişi. Çizimlerim de filmde yıldız haline gelmiş. Ve aslında ismi de Temple Grandin,Fotoğraflarla Düşünmek değil.
Peki, fotoğraflarla düşünmek nedir? Bu gerçekten de kafanızdaki filmlerdir. Benim aklım google görseller gibi çalışıyor. Ben genç bir çocukken düşünme şeklimin farklı olduğunu bilmiyordum. Herkesin fotoğraflarla düşündüğünü sanıyordum. Ve Fotoğraflarla Düşünmek kitabımı yazdığımda, insanlarla nasıl düşündükleri konusunda ropörtajlar yapmaya başladım.Ve düşünme şeklimin bir parça değişik olduğunu, farkettiğimde de şok oldum. Dediğim gibi,“Kilise kulesini düşünün” pek çok insanın aklına bu genel ve yaygın şey gelir. Şimdi belki bu odadakiler için bu doğru olmayabilir. Ama pek çok yer için bu doğru olacaktır. Bense sadece spesifik fotoğraflar görürüm. Hafızamda ortaya çıkarlar, tam olarak google görseller gibi. Ve filmde de burada harika bir sahnem var, “ayakkabı” kelimesi söylendiğinde, bir deste 50’lerin 60’ların ayakkabıları hafızamda patlayıveriyor.
Tamam, bu benim çocukluk kilisem. Bu spesifik. Başka da var, Fort Collins. Peki ya meşhurlar? Bir şekilde bana bunlar geliyor, aynı böyle. Ve gerçekten Google görseller gibi hızlı geliyorlar. Ve her biri tek tek geliyor. Ve sonra ben belki de kar yağdırmalıyım veyaburaya bir şimsek düşsün diye düşünüp onları tutarak videolara çeviriyorum.
Şimdi, görsel düşünmem sığır bakım tesisleri dizayn etme işim için olağanüstü bir değer.Ve kesim tesisinde sığırlara nasıl davranıldığı konusunda da gerçekten ilerleme kaydettim.Şimdi karmakarışık sığır kesimi slidelarına girmeyeceğim. Eğer ilgilenen varsa materyalleri youtube’a yükledim, bakarsınız. Ama tasarım işimde başarabildiğim şeylerden birisi de bir ekipman parçasını aklımda çalıştırıp test edebilmem, tam olarak bilgisayarlı sanal gerçeklik sistemi gibi. ve aslında buda filmde kullanılmış olan projelerimden birisinin hayali bir görüntüsü. Bu çok güzel, süper havalı olmuş. Ve o filmin çekildiği sette pek çok çeşit Asperger tipi ve otizm tipleri de aktif olarak çalışıyordu. kahkahalar İşte beni endişelendiren şeylerden birisi, bugün daha genç nesile ait o çocuklar nereye gidiyorlar? Ait oldukları yer olan Silikon Vadisinde artık bulunmuyorlar. kahkahalar alkışlar
Ve, sosyal biri olmadığım için çok erken öğrenmek zorunda kaldığım şeylerden birisi de kendimi değil, işimi satmak zorunda oluşum. Ve çiftlik hayvanlacılığıyla ilgili işimi satış şeklim de, çizimlerimde ve fotoğraflarda gösterdiğim gibi. Küçük bir çocukken bana yardımcı olan diğer şeyde 50’lerde görgü ve terbiyenin öğretilmesiydi. Dükkanların raflarındaki satılık eşyaları aşağıya çekemeyeceğiniz ve etrafa atamayacağınız öğretilirdi.
Şimdi 3.veya 4. sınıf çocukları bana geldiklerinde, o çocuğun görsel düşünen biri olduğunu farkedebilirsiniz, resimleri perspektifle çizmiş.. Şimdi size her otistik çocuğun görsel düşünmeyeceğini söylemem gerekiyor. Bu beyin taramasını bir kaç yıl önce yaptırdım, Ve etrafta görsel hafıza korteksime giden devasa bir internet kablosuna sahip olmakla ilgili şakalar yapıp durdum. Bu tensör görüntüleme. Ve işte büyük internet ana hattım dakontrolünkinden iki kat büyük. Kırmızı çizgiler benim, mavi çizgiler de cinsiyet ve yaş uyumlu kontrolümün. Ve işte orada benimki devasa boyutta kontrol de burada mavi olan,onunki gerçekten de çok küçük.
Son yapılan araştırmalar, spekturumdaki kişilerin primer görsel korteksle düşündüğünü gösteriyor. Şimdi olay şu, görsel düşünme sadece tek bir akıl çeşididir. Otistik akıllar uzmanlaşmaya eğilimlidir Bir işte çok iyi, başkasında kötü. Ben cebirde berbattım. Geometri ve trigonometri almama hiç izin verilmedi. Devasa bir hata. Pek çok çocuğun cebiri atlayıp direk geometri ve, trigonometriye geçmeliler.
Diğer türde bir akıl da kalıpsal düşünen akıllardır. Daha soyutturlar. Bunlar sizin mühendisleriniz, bilgisayar programcılarınızdır. Bu kalıpsal düşünme. Bu peygamberdevesibant kullanılmadan ve kesilmeden tek bir parça kağıttan yapılmış. İşte katlama modelinin altında yatan şey de burada. İşte düşünme tipleri, fotoğrafik gerçeklikte görsel düşünenler, ben yani, Kalıpsal düşünenler, müzik ve matematik. Bunların çoğunun okumayla ilgili sorunları olur. Bu çeşit problemleri aynı zamanda disleksik çocuklarda da görüyoruz. Tüm bu değişik çeşitteki akılları görüyorsunuz. Ve birde sözsel akıllar var. Her konudaki her gerçeği bilirler.
Diğer birşey de duyusal konular. Bu aleti yüzüme giymek zorunda olmam beni endişelendirmişti. Bunu takmak için yarım saat önce geldim, belki bir şekilde alışırım diye.Çeneme değmemesi için ucunu kıvırmak zorundaydılar. Duyular meseledir. Bazı çocuklar florasan ışıklardan rahatsız olur. Bazılarının sese karşı hassasiyeti vardır. Gördüğünüz gibi değişken oluyor.
Şimdi, görsel düşünmek bana hayvanların aklıyla ilgili pek çok içgörü sağladı. Çünkü düşünün. Bir hayvan sadece duyusal temelli düşünür, sözlerle değil. Resimlerle düşünür.Seslerle ve kokularla düşünür. O lokal yangın söndürücü üstünde ne kadar çok bilgi var düşünsenize. Kimin oraya geldiğini, ne zaman geldiğini, arkadaş mı rakip mi olduğunu, çiftleşecek biri olup olmadığını… O yangın söndürücüde tonla bilgi var. Ve hepsi de çok detaylı bilgiler. Ve bu tür detayları gözlemek bana hayvanlar hakkında çok fazla içgörü kazandırdı.
Hayvan aklı ve aynı zamanda benim aklım duyusal gelen verileri kategorize ediyor. At üstünde bir adam ve yerde bir adam, bu tamamen farklı iki şey olarak görülüyor. Sürücüsü tarafından eziyete uğramış bir atınız olabilir. Veterinerde harika olacaklardır, ayrıca nalbantla da, ama onu süremezsiniz. Başka bir atınız daha var, ve nalbant onu dövmüş, ve böyle birşeyden dolayı veterinerde yerdeyken delirecektir, ama siz ona binebilirsiniz. Sığırlar da böyledir. At üstündeki adam, ayakta duran adam, tamamen farklı iki şey. Görüyorsunuz bu farklı bir fotoğraf. Bunun ne kadar spesifik olduğu hakkında düşünmenizi istiyorum.
İşte bu bilgileri kategorize edebilme yeteneği, Pek çok insanın bu konuda iyi olmadığını görüyorum. Ekipmanlardaki sorunlar veya tesisteki bir problemi çözmek için çıktığımda,Sorunun ne olduğunu çözemediklerini görüyorum. “İnsan eğitim sorunu mu?” “Yoksa ekipman sorunu mu?” Diğer deyişle, insan sorunundan dolayı oluşan kategorize ekipman sorunu. Pek çok insanın bunda sıkıntı yaşadığını görüyorum. Diyelim ki bir ekipman sorunu var. Bu küçük mü, basitce düzeltebilir miyim? Yada sistemin tamamının dizaynında bir hata mı var? İnsanlar bunu algılamakta güçlük yaşıyorlar.
Şimdi şöyle birşeye bakalım, havayollarını güvenli yapacak sorunları çözelim. Evet, bir milyon mil uçucusuyum. Çok ama çok fazla uçuyorum. Ve eğer FFA’da isem, direk gözlemleme yapacağım şey ne olabilir? Uçak kuyrukları olabilir. Biliyorsunuz, son 20 senede beş ölümcül kaza, kuyruk ya çıktı, yada kuyruktaki idare mekanizması bir şekilde kırıldı. Bunlar kuyruk, çok net ve basit. Ve pilotlar uçağın etrafında yürüdüklerinde ne oluyor tahmin edin? Kuyruğun içindeki o şeyi göremiyorlar. Şu anda bunu düşünürken, tüm o spesifik bilgiyi toparladığımın artık sizde farkındasınız. Çok spesifik. Yani, benim düşünme şeklimin altı üstte. Tüm o küçük detayları alırım ve bir bulmaca gibi birleştiririm.
Ve işte bu at da siyah kovboy şapkalarından ölümüne korkuyordu. Siyah şapkası olan birinin kötü davranışına maruz kalmış. Beyaz kovboy şapkaları ise, tamamen uygun.Buradaki şey, dünyanın tüm bu farklı tiplerdeki akıllarla birlikte çalışmaya ihtiyacının olması.Tüm bu insan akıl çeşitlerini geliştirmek için çalışmalıyız. Ve beni delirten şeylerden birisi de, çevredeki otizm toplantıları için dolaştığımda, çok fazla bilgisayar düşkünü inek tipli ufaklık görmem. Ve kesinlikle sosyal değiller. Ve kimse de ilgi alanlarını bilim gibi bir konuda geliştirmelerine yardım etmiyor.
Ve bu fen öğretmenimle ilgili özelliği bana anımsatıyor. Fen öğretmenim filmde neredeyse tamamen güzelce sunulmuş. Ben serseri bir çocuktum. Lisedeydim. Ders çalışmak umurumda değildi. Ta ki bay Carlock’ın fen dersine kadar. Filmde şimdi Dr. Carlock oldu. Ve o bana görsel bir illüzyon odasıyla ilgili meydan okudu. İşte buda çocuklara ilginç şeyler göstermek zorunda olduğunuz konusuna geliyor. Belki de TED’in yapması gereken tüm okullara TED’de harika dersler olduğundan bahsetmektir, ve internette de bu çocukları tahrik edip ateşleyecek her çeşit harika şeyi bulmak mümkün, Bu bilgisayar düşkünü inek tipli çocuklardan ve öğretmenlerden orta batıda ve ülkenin diğer yerlerinden de çok fazla gördüğüm içim bu tenolojik alanlardan uzaklaştığınızda bu çocuklarla da ne yapacağınızı bilemiyorsunuz. Ve doğru yolda da ilerlemiyorlar.
Olay şu ki bir aklı daha çok düşünen ve daha kognitif bir akıl haline getirebilirsiniz. Aklınızla daha sosyal olmak için donanımlanabilirsiniz. Ve şimdi bazı araştırmacıların dediğine göre otizmde bu gerçekten parlak akıllarda, burayı biraz ekstra kabloladığımızda şuradan da bir kaç sosyal devreyi kaybedebiliyoruz. Bu düşünme ve sosyalleşme arasında ticaret yapmak gibi. Ve çok şiddetli olduğu noktaya vardığınızda da sözcüğü olmayan bir insana sahip oluyorsunuz. Normal insan aklında hayvanlarla paylaştığımız görsel düşünmeyi dil kapatıyor.
Bu Dr. Bruce Miller’in bir çalışması. Frontal lob demansları olan Alzheimer hastalarını da çalışmış. Ve demans beyinlerindeki dil kısmını yediği için, işte bu sanat çalışması eskiden arabalara stereo döşeyen birisinin elinden çıkmış. Şimdi, Van Gogh fizik hakkında birşey bilmezdi. Ama bu konuda çalışma yaptığını bu tablosundaki girdapsal modeli takip edentürbülans istatistik modelinden anlıyoruz ve bu bana çok ilginç geliyor. Ve buda bende, bu matematiksel desenlerden bazılarının kafamızın içinde olduğu ile ilgili yeni ve tuhaf bir fikir veriyor.
Bu Wolfram şeyiyle ilgili notlar aldım kullanabileceğim tüm arama kelimelerini yazdım, sanıyorum çünkü bunlar otizm derslerinde olacak konular Bu çocuklara ilginç şeyler göstermeliyiz. Ve auto-shop dersini, tasarım dersini ve sanat dersini müfredattan çıkarıyorlar. Sanat okulda en iyi olduğum dersti.
Tüm bu değişik akıl çeşitlerini düşünmek zorundayız. Gelecekte bu çeşit insanlara ihtiyacımız olacağı için bu tarzda akıllarla birlikte çalışmak mecburiyetindeyiz. Biraz da işten bahsedelim. Evet, fen öğretmenim beni çalıştırdı, çünkü tembeldim ve çalışmak istemiyordum. Ama birşey var, ben iş deneyimi elde ediyordum. Basit bazı şeyleri öğrenmemiş çok fazla zeki çocuğa rastlıyorum, örneğin dakik biri olmak gibi. Bu bana sekiz yaşımdayken öğretilmişti. Ninenin pazar partisinde masada sofra adabına nasıl uyulur, gibi.Bu bana çok ama çok gençken öğretilmişti. Ve 13 yaşımda bir terzinin yanında iş bulup çalışmaya başlamıştım elbise satıyordum. Üniversitede intörnlük yaptım. Birşeyler inşa ettim. Ve ayrıca verilen görevleri nasıl yapacağımı da öğrenmek zorundaydım.
Bilirsiniz, küçükken tek yapmak istediğim atların resmini yapmaktı. Annem “Tamam, hadi başka birşeyin de resmini yapalım” dedi. Başka birşeyler yapmayı da öğrenmek zorundalar.diyelim ki çocuk legolara fikse olmuş durumda. Ona farklı şeyler inşa ettirin. Otistik akıllarla ilgili diğer bir şey de fiksasyon göstermeye eğilimleridir. Eğer bir çocuk yarış arabalarını seviyorsa matematik için o yarış arabalarını kullanmak gibi. Hadi bakalım şu mesafeye bir yarış arabasının gitmesi ne kadar zaman alır? Diğer deyişle, fiksasyonu kullanın ve çocuğu motive edin. Bu yapmak zorunda olduğumuz şeylerden biri. Ülkenin bu kısmından uzaklaştığınızda, bu zeki çocuklar ile ne yapacağını bilemeyen..–bilirsiniz— öğretmenlerden bana gına geldi. Beni delirtiyorlar.
Görsel düşünenler büyüyünce ne yaparlar? Grafik dizaynı, bilgisayarlarla ilgili herşey,fotoğrafcılık, endüstriel tasarım. Kalıpsal düşünenler, onlar da matematikçiler olacak, yazılım mühendisleri, bilgisayar programcıları bu tarzda tüm işleri yapabilirler. Sözsel düşünen akıllardan harika gazeteciler olur Ayrıca çok da iyi sahne sanatçısı olurlar. Çünkü otistik olmanın bir yönü bu, piyesler gibi sosyal seyleri öğrenmek zorundaydım Bir şekilde öğrenmek zorunda kalıyorsunuz.
Bu öğrencilerle birlikte çalışmaya ihtiyacımız var, Buda danışman konusunu açıyor.Bilirsiniz, fen öğretmenim çok itibarlı biri filan değildi. NASA uzay bilimcisiydi. Şimdi bazı eyaletlerde şu noktaya gelindi, eğer biyolojide bir dereceniz varsa veya kimyada okula girip biyoloji veya kimya öğretebiliyorsunuz. Bunu yapmak zorundayız. Çünkü gözlemlediğim kadarıyla çocukların çoğu için gereken iyi öğretmenlerin çoğunluğu devlet üniversitelerindeler. Bu iyi öğretmenlerden bazılarını oradan çıkarıp liselere almalıyız.
Diğer bir şey de, bu çok çok ama çok başarılı olabilir, yazılım sektöründen emekliye ayrılmış çok fazla kişi var ve onlar bu çocuklara öğretebilirler. Onlara öğreteceklerinin eski bilgi olması önemsiz, çünkü yaptığınız şey kıvılcımı çakmak olacak. Çocuğu harekete geçiriyorsunuz. Ve bunu başarırsanız, zaten yeni ne varsa kendisi öğrenecektir.Danışmanlar çok elzem. Fen öğretmenimin bana yaptığı şeyi ne kadar vurgulasam da yetersiz kalacak. Onlara danışmanlık yapmalıyız, işe almalıyız.
Ve onları şirketlerinize stajer olarak alırsanız, otizmde, Aspergery türde akıllarda, onlara sadece “Bir yazılım dizayn et” diyemezsiniz. Onlara spesifik görevler vereceksiniz. Çok daha spesifik olmalısınız. “Bir telefon için yazılım dizayn ediyoruz ve bu telefonun bazı spesifik özellikleri olmalı. Ve hafızadan da sadece bu kadarını kullanmalı” gibi…. Bu türde spesifikliğe ihtiyaç duyacaksınız.
CA: bunun için çok sağol. Şöyle bir şey yazmışsın, hoşuma gitti “Otizm dünyanın yüzeyinden bir sihir yapılıp yok edilseydi, insanlar hala mağaraların girişlerinde yaktıkları ateşle ısınıyor ve sosyalleşiyor olurlardı.
TG: İlk taş kıvılcımını kimin yaptığını sanıyorsun? Asperger adam. Tüm otistik genlerden kurtulsaydık Silikon Vadi de kalmazdı enerji sorunu da asla çözüme ulaşmazdı. alkışlar
CA:Sana birkaç soru daha soracağım eğer uygunsuz gelirse bana sıradaki soru diyebilirsinEğer burada otistik çocuğu olan biri varsa veya otistik bir çocuk tanıyan, ve kendini ondan kopuk hissediyorsa vereceğin öğüt ne olur?
TG: Önce yaşa bakmalısınız. 2-3-4 yaşlarındaysa ve konuşmuyorsa ve sosyal değilse, ne kadar vurgulasam az olacak ama sakın beklemeyin, haftada 20 saat bire bir eğitime ihtiyacı olacaktır. Otizm farklı derecelerde geliyor, bilirsiniz, Spekturumundakilerin yaklaşık yarısı kadarı; konuşmayı başaramayanlar olacak ve çalışmayacaklar da. Silikon Vadi onlar için pek mantıklı bir yer olmaz.
Ama otizmin hafifçe dokunduğu zeki, bilgisayar manyağı, inek çocuklar var, sizler bu noktada ilginç şeyler yaparak bu çocukları teşvik etmelisiniz. Ben sosyal ilişkiyi ortak ilgi alanlarından sağlıyorum. Bazı çocuklarla ata biniyorum. Diğerleriyle roket modelleri yapıyorum, başkalarıyla da elektronik lab. yapıyorum. ve düşünün 60’lı yıllar kauçuk bir yüzeye veya bir mikrofona ayna yapıştırarak ısığı gösterdiğimiz yıllardı. Böyleydi ve bunun acaip havalı olduğunu düşünürdük.
CA: bu kişiler için çocuklarının da onları sevdiğini düşünmek veya umud etmek gerçekçi bir şey olur mu?
CA: Vay canına. Çoğu kişiye tutkuları sorulduğunda verdikleri cevaplar şöyle oluyor,“Çocuklarım” veya “Aşığım” Senin en büyük tutkun hangi konuda?
TG: Yaptıklarımın dünyayı iyi bir yer haline getirmesi konusunda tutkuluyum. Otistik bir çocuk annesin bana “Çocuğum senin kitabın veya derslerinden biri sayesinde üniversiteye gidiyor” demesi. Bu beni mutlu ediyor.
Biliyorsun, kesim tesisleri, onlarla çalıştım. 80’lerde kesinlikle berbat yerlerdi. Bende kesim tesisleri için çok basit bir skorlama sistemi geliştirdim sonuçlarını değerlendiriyorsun; kaç sığır yere düştü, kaç sığır çivili sopa ile dürtüldü, kaç sığır kafaları kesilirken böğürdü? Ve bu çok basit bir şey. Direkt basit şeyleri gözlemliyorsunuz. Ve çok işe yaradı. Bu şeylerin işe yaraması ve gerçek dünyayı değiştirmesi beni tatmin ediyor. Bunlardan daha çok, soyut şeylerden daha az yapmalıyız. alkışlar
CA: Telefonda konuştuğumuzda, bana söylediklerinden birisi beni gerçekten çok şaşırtmıştı.Server çiftlikleriyle ilgili tutkuluyum demiştiniz. Bana ondan bahsedin.
TG: Bunu okuduğumda çok heyecanlanma sebebim onun bilgi içeriyor olması. Bunlar kütüphaneler. Ve bana göre de bilgi inanılmaz değerli bir şey. 10 yıldan uzun bir zaman öncesinde kütüphanemizi su basmıştı. Ve bu internetin bu kadar büyümesinden önceydi.Orada bozulan onca kitaba çok üzülmüştüm, çünkü yok olan şey bilgiydi. Ve server çiftlikleri veya data merkezleri bilginin büyük kütüphaneleri.
Tamam, çok teşekkür ediyorum. http://www.ted.com/talks/lang/tr/temple_grandin_the_world_needs_all_kinds_of_minds.html …
Add Comment