Yıllardır erkek beyni ile kadın beyninin farklılığı espri konusu yapılır. Nihayet bu söylem, şehir efsanesi olmaktan çıktı diyebiliriz.
20 yıllık nörolojik araştırmaların verilerine dayanarak, beyin yapısının cinsiyete göre ne gibi farklılıklar arz ettiği anlaşılmaya çalışılmış. Bahsi geçen araştırmayı yapan Cambridge Üniversitesi ekibi, ilk verilerini geçen hafta “The journal Neuroscience and Biobehavioral Reviews” da yayınladı.
Ekip, 20 yıldır yapılan beyin görüntüleme testlerinin verilerine göre, toplam ve bölgesel beyin hacimlerini cinsiyet farklılıkları ile karşılaştırarak nicel bir inceleme gerçekleştirilmiş. 1990 ile 2013 yılları arasında 18 ile 80 yaş aralığındaki bireylerin verileri araştırma kapsamına alınmış.
Ortalama erkek beyni, kadın beynine kıyasla yüzde 8 ile 13 oranında daha büyük bir hacme sahip bulunmuş. Aslında yıllardır erkek ve kadın beyni arasında hacim farkı olduğu zaten bilinmekteydi. Ancak, bu kez bölgesel farklılıklar da araştırma kapsamına alınarak bir değerlendirme yapılmış ve beynin bölgelerine göre hacimsel farklılıkları tespit edilmiş. Bu veriler, kadınlar ile erkeklerin neden farklı düşündüklerini bize zaman içinde izah edebilir. Kimbilir belki de erkekler Mars’tan Kadınlar Venüs’ten mit’i de böylece suya düşmüş olur.
Psikiyatri Bölümü’nden Profesör John Suckling ve Simon Baron Cohen ve doktora öğrencisi Amber Ruigrok tarafından yönetilen çalışmaya göre;
Erkek beyninin ortalama olarak kadınlardan
toplam beyinde % 11
intrakranial alanda % 12
serebellumda % 10
gri cevherde % 9
beyaz cevherde % 13
beyin omurilik sıvısında % 11.5
beyincikte % 9
daha büyük mutlak hacimlere sahip.
Daha yakından bakıldığında; özellikle limbik sistem ve konuşma alanlarındaki hacimsel farklılıklar göze çarpmakta.
Amber Ruigrok;
“Sonuç olarak beyinler arasında cinsiyete göre asimetrik bir bağlantı var. Biz nörobilimciler artık cinsiyet farklılığına bağlı bu farklı gelişimi görmezden gelemeyiz. Özellikle erkeklerde veya kadınlarda daha yaygın görülen psikiyatrik hastalıklara sebep olan koşulları araştırmalıyız. ” diyor.
Profesör Suckling ekliyor;
“Bilindiği gibi limbik sistem genellikle otizm , şizofreni ve depresyon gibi hastalıklarla ilişkili bulunmaktadır. Cinsiyet farklılıklarına bağlı olarak bu hastalıklarda gözlenen psikiyatrik durumların aslında beyinin yapısal farklılığına bağlı olarak değişen fonksiyonlarla mı ilgili bilemiyoruz. Araştırmayı bu alanda genişletmeliyiz. Bulgularımız gelecekteki araştırmalar için önemli olacaktır.”
Profesör Baron Cohen;
“ Beyin yapısı çok net olarak cinsiyet farklılıkları, çevresel veya sosyal faktörleri yansıtmakta olsa da , diğer çalışmalardan biliyoruz ki doğum öncesi testosteron gibi cinsiyet hormonunun biyolojik etkileri de önemli ve X kromozomu da cinsiyeti etkiliyor. Tüm bu etkilerin tek tek değerlendirilmesi gereklidir.” diyor.
Araştırma ekibinin bir başka üyesi Dr Meng Chuan Lai ‘de;
” Meta- analiz yapmakla büyük bir örneklem büyüklüğü avantajına sahip olsak ta 18 yaş üzeri gönüllülerin kullanımına yönelik tarama yapılabildi. Oysa gerçekte beyin gelişimi dönemi de çok önemlidir. Bu sebeple daha çok araştırmaya gerek var.” demektedir.
Sevgi ve sağlıkla…
Serpilgül Vural
Referans:
Amber N.V. Ruigrok, Gholamreza Salimi-Khorshidi, Meng-Chuan Lai, Simon Baron-Cohen, Michael V. Lombardo, Roger J. Tait, John Suckling. A meta-analysis of sex differences in human brain structure. Neuroscience & Biobehavioral Reviews, 2013; DOI: 10.1016/j.neubiorev.2013.12.004
[…] […]