OTİZMLİ ANNESİNİN HALLERİ
Bilenler bilir…Annelik zor olmanın yanı sıra bir o kadar da eğlenceli bir zanattir.
Biz otizmli anneleri için ise;
Annelik de hayat da normalden biraz farklı bir süreçtir…..
Bazen sırf kalabalığa alışsın diye toplu taşım aracına binersiniz. Otizmli küçük oğlunuz buna direnir ağlayıp,ortalığı birbirine katar.
Ön sıralardan işgüzar bir teyze alı sazı eline…
’’Şimdiki gençlerde hiç çocuk büyütmeyi bilmiyor, vuracaksın ağzının ortasına bak bakalım bir daha yapabiliyormu’’…..
Sırf boğazınız düğümlendiği için iki çift söz edip kendinizi savunamazsınız.
Hakkınızı arayamadığınız için içten içe kendinizi yemektir annelik…
Kimi zaman da otobüste yanınıza okul formalı bir çocuk oturur ve onun bir zamanlar özel eğitim alan otizmli bir çocuk olduğunu öğrenirsiniz.
İşte o an dünyalar sizin olur….
Böyle zamanlarda hayata umutla sarılmaktır annelik….
Otizm Teşhisinin ardından teselli umuduyla aradığınız çocukluk arkadaşınızın
‘’ Kimin ahını aldın da bu geldi başına ?’’ sözlerine maruz kalırsınız.
Gün gelipde kendi yiğeninin benzer bir sorunla karşı karşıya kaldığını
Öğrendiğinizde ise dilinizin ucuna gelir ama susarsınız.
‘’Kardeşinin ne günahi vardı da bunlar geldi başına’’ diyememektir annelik…
Bir yaşına gelmeden flüt üfleyebilen çocuğunuza 4 yaşında üfleme eylemini yeniden öğrettiğiniz için kendinizle gurur duymaktır annelik…
Normallerin hayatına tam manasıyla tutunabilen, kendisine bir gelecek sağlayabilecek Otizmli çocuklar gördüğünüzde onlar sizin yavrunuz olmasa da onlarla gurur duyabilmektir annelik…..
Gün gelir sizce annelik vasıfları pek de yeterli olmayan bir yakınınız eğitim yönteminizi beğenmez ve çocuğunuzu terbiye etmeye kalkar.Yaptıkları ile sizi ve çocuğunuzu kırıp döker. Tamiri zor yaralar açar.
Bazen bunlara da seyirci kalmaktır annelik….
Otobüste saçlarını ellediği için 8 yaşındaki çocuğunuzu sapıklıkla suçlayan şahsiyet öyle içinizi acıtır ki
‘’ Hanım hanım sen hiç aynaya bakmıyorsun galiba, seni ne yapsın bu
çocuk’’
diyerek kedi gibi tırnaklarınızı göstermektir annelik….
Gün olur bin bir emekten sonra çocuğunuz daha önce yapamadıklarını başarmaya başlar ama bunu öğretmenlerine gösteremez.Öğretmenlerinin size inanmayan bakışları kanatlarınızı kırar, boynunuzu bükülür.
Fakat kırılanları onarmak ve dimdik durmaktır annelik….
Bazen de ‘’Aşkolsun biz hiç mi çocuk büyütmedik’’ diyerek ısrarla sizi evine davet eden arkadaşınızın en ufak sorunda gerçek duygularını hisseder kırılırsınız.
Ama yine de hiç kırılmamış gibi yapmaktır annelik…
Bir de bakmışsınız eski dostlarınız sessizce bir bir hayatınızdan uzaklaşmışlardır.Gerekçeleri ise sizin için üzülmek ve sizi böyle görmeye dayanamamaktır.
Gerçek dostluk,kardeşlik ne demekmiş anlamaktır annelik…
Kimi zaman kendinizi çok yalnız hisseder dertleşip kafa dağıtmak istersiniz. Ya da hep otizmden konuşmak istemez farklı dünyalar da arzularsınız.
Ama çocuğunuzla gidip kahvesini içebileceğiniz havadan sudan konuşacak birini bulamamaktır annelik…
Herşey üstünüze üstünüze geldiğinde biraz uzaklara kaçıp güç toplamak,eşinizle gezip tozmak istersiniz. Yük olmak istemeseniz de annenizden başka çocuğunuzu emanet edebileceğiniz birini bulamamaktır annelik….
Ailenin geleceği ve Otizmli eğitiminin yüklü ödemeleri altında ezilir çalışmak zorunda kalırsınız.Fakat derdini anlatmayı beceremeyen,kendini koruyamayan evladınızı birilerinin insafına bırakmakla suçluluk girdabında boğulursunuz.
Bu duyguyla yaşamak zorunda kalmaktır annelik…..
Kimileri için ise ‘’Bir daha mı dünyaya geleceğim,ben başka bir hayat istiyorum’’ diyen eşi tarafından otizmli çocuğu ile yüzüstü bırakılmak, tek başına mücadele etmektir annelik….
Sırf elindeki su şişesinden su içmek istediği için tanımadığı bir bayana koşarak giden 4 yaşındaki sevimli yavrunuzu kendisine saldırmakla suçlayan anlayışsız insandan korumaktır annelik…..
Bazen hiç tanımadığınız bir annenin ‘’Hadi bize kahveye gidelim açılırsınız’’demesi ile gözyaşlarına boğulmanızdır annelik…
Kendinizi mücadeleye öyle kaptırmışsınızdır ki yorgun yüreğiniz ve azalan sabrınızla çevrenize ani ve sert çıkışlar yaparsınız. Bir an durup kendinize uzaktan bakınca;
‘’Bu ben miyim’’ der kendinizden utanırsınız.
Bazen böyle birşeydir annelik….
Günü gelir kaynaştırma eğitimi ile normal varsayılan çocuklardan bir şeyler öğrensin, sosyalleşsin diye didinip binbir güçlükle çocuğunuzu bir okula kaydettirmeyi başarırsınız.
Farklı olanı dışlamayı öğrenmiş çocuklar ya da veliler hatta bizzat öğretmenlerce yavrunuzun horlanmasına,itilip kakılmasına tanıklık edip üzülürsünüz.
‘’Benim çocuğum bu G.Zekalı ile aynı sırada mı oturacak? ‘’diyebilen velilere rağmen ümidinizi yitirmeyip çevrenizi eğitmeye çalışmaktır annelik…
Siz okul bahçelerinde bir köşeye sinip çocuğunuzu uzaktan takip ederken veliler ya da okul yöneticilerince horlanmak ya da acıyan gözlerle süzülmektir annelik…
Bana bir kez ‘’anne’’ dese yeter dediğiniz evladınız gün gelir ‘’banyo yapmayacağım’’ yerine ‘’Banyomam’’ dediğinde mutluluktan delirmektir annelik…
Bazen de eşinizin ailesince ‘’bizim ailede böyle çocuk hiç yok’’ diyerek dolaylı
Ya da ‘’ Bozuk çocuk doğurmuşsun’’ diye direkt suçlanmaktır annelik….
Bazıları için gece yarılarına kadar otizmi okuyup,literatürleri araştırmak, bu uğurda yabancı diller öğrenmek zorunda kalmaktır annelik….
Kimi zaman da umut bağlayıp gittiğiniz profesörlerden bile daha çok şey bildiğinizi görüp,üzülüp ümitsizliğe
kapılmaktır annelik….
Otizmli çocuğunuzu hayata tutundurmak ve gelecekte kardeşine yük olmamasını sağlamak için çabalar durursunuz. Geçen zamanın farkına bile varamazsınız.Ama birgün bakarsınız diğer evladınızın zamanından çalmış ve en güzel yıllarını yaşayamamış, yaşatamamışsınızdır…
Kimi zaman da bu vicdan azabıyla yaşamaktır annelik….
Bazen de eşinizle ‘’hayatın tadını çıkaracağım, bizim neyimiz eksik,hadi mükellef bir sofra kurup kafaları çekelim ‘’ dersiniz.
Elinizdeki şarap kadehini ‘’kola kola ‘’ diye çekiştiren oğlunuzla birlikte tokuşturup yaşama sımsıkı tutunmaya çalışmaktır annelik….
Acısıyla tatlısıyla her zorluğa,
Özveriye ve gelecek endişesine rağmen
EVLADI İLE GURUR DUYMAKTIR ANNELİK…..
Add Comment