Ana sayfa Denemeler Genel

Hayat Kırkında Başlar

40Hep otizm de otizm diyoruz. Bu tür yazılar biraz soluk aldırıyor bana…

Hayatın başka tatları, telaşları da da var ve akıp gidiyor….

A.A. için yazdığım bir yazı. Umarım seversiniz.

Hayat Kırkında Başlar…

Neyi yapabilip, yapamadığını keşfettiğin yaşlardır…

Bu durum kendini kabullenmeyi, bazen de kendinden yeni bir sen yaratmayı beraberinde getirir. Seçim senin…

Kendinle ne kadar barıştıysan o kadar mutlusun !…

İlk başlarda hayatının muhasebesini yapar, başarı ve başarısızlıklarını tartarsın.

Bazen azıcık mutsuz olur;

Daha iyisini yapabilirdin, ahh o hatayı yapmayacaktın ya da şu seçim seni bitirdi gibi kendini yer bitirirsin…vesaire vesaire…

İnsan tırmanırken, dağın kafa tutmasına da razı olmalıdır bazen!  Hayatta o hesap işte…

45 ‘ine doğru  bunları takmanın faydadan çok, zarar getirdiği  gerçeğiyle yüzleşir ve “amaaaan sen de” diyerek hayat kırkında başlar mottosuna sarılıverirsin…

 

Hatta seçtiğin konuda başarıyı arzuluyorsan, az veya çok onu elde etmenin, belki de ondan vazgeçmenin yollarını bulursun  bu yaşlarda…

Kendini daha iyi tanıyorsun dedik ya zurnanın zırt dediği nokta tam da burası!…

Pekçoğumuz biliriz;

İşte tam da bu yıllarda silkeleniyor insan. ‘ Hayatımıza yılları kattık, ama yıllara hayat katamadık ‘  vah, tühh derken… Bazıları işini, eşini, yaşadığı şehri değiştiriyor, geleceği nasıl yaşayacağının kararlarını alıyor. Hayatını bazen kısmen revize ediyor ya da toptan zamanın çöplüğüne bırakıveriyor…

Çocuklarını da daha iyi tanıyor insan. 30’ lu yaşlardayken çocuğun için kurduğun hayallerle 40’lı, 45’li yaşlarda kurdukların arasında uçurumlar olmasa da dereler tepeler olabiliyor. Ondan ona dair beklentin de tıpkı kendinden beklediklerin gibi form değiştiriyor.

Öyle söylendiği gibi kolayca yoğurulan hamurlar olmadıkları gerçeği ile yüzleşiyorsun.

Kulak memesi yumuşaklığındaki hamur başka, kek hamuru başka, kurabiye hamuru ise bambaşka… Her hamurun form tutuşu başka başka…

Elindeki hamurla yetinmeyi öğretiyor sana hayat ! Bazen döverek, bazen  severek…

Öyle yiyip yiyip kilo almamalar mazide kalıyor. Bir de bakmışsın simit gibi bir yağ yastığı, belinin etrafını sarıvermiş.

Eyvah spor yapmalıyım derken eklemlerin, kasların veya bağ dokun sana ihanette başı çekiyor… Spor aşkı ile yanıp tutuşurken soluğu benim gibi fizik tedavi seanslarında alıveriyorsun…

Geçmişte yediğin hurmalar, dönüp seni tırmalar misali; hor kullanılmaya bağlı dejenerasyonlar, kırkından sonra sırtından bıçaklayıveriyor insanı. Gençlikte sporu hayatının parçası yapmamakla ne çok  hata etmişsin, oracıkta anlayıveriyorsun…

Bunun bir de menopozu var, kırışıklık, buruşukluk sorunu var, saçlara düşen akları saymıyorum bile…

Var da var…

Eş durumundan şanslıysan,  hala çok çalışıp, para kazanma telaşında değilsen, eski hobilerine tekrar tornistan yapmaya zaman ayırır, olmadı kendine yeni hobiler icat edersin. Ben kendimi yazmaya verdim son zamanlarda. Yakında eski hobim resime de el atmayı düşünüyorum… Derdiniz hobinizden para kazanmak değilse şayet, gayet üretken ve mutlu bir yaşam, açmış kollarını sizi bekliyor haberiniz olsun…

Hayat 30’a kadar rahvan rahvan, 40’ından sonra dörtnala koşar…

Bilirsiniz, Doğum yapan hanımlar hep derler  “Çocuğum olunca annemi daha iyi anladım”. Oysa gerçekte 40’ından sonra anlarsın anneni de hayatı da!…

Geçmişte güzel dostluklar biriktirebilmişsen ne ala, değilse durum fena…

40’ından sonra yeni dostlar edinmenin güçlüğünü iliklerine kadar hisseder, hayıflanıverirsin bu yıllarda…

“Elalem ne der?” gibi sözlerin de artık pek bir önemi kalmaz. “Adaaam sen de” deyip iç sesini dinler, kimse için değişmemen gerektiğini, kimseyi de değiştiremeyeceğini kabul ediverirsin bir güzel…

Herkesi ve tabii kendini de olduğu gibi bağrına basar, hayatın seni mutsuz etmesine izin vermek istemezsin…

İster 40 ol ister 50,

Her gün bir yarın varsa önünde

Rüzgarı dilediğin gibi değiştiremesen de

Yelkenlerini ona göre ayarlayıverirsin…

Serpilgül Vural Kınacı

 

About the author

admin

Add Comment

Click here to post a comment

Kategoriler

Ekemiş Posta Kutunuzda

Arşivimiz

error: Content is protected !!