Ana sayfa Genel İz Bırakanlar Kitap Okumak Kitaplar

Okuma Alışkanlığı Kazanmak (1)

 

Kitap Okuma üzerine (1) 
Konumuz kitap olunca, öncelikli olarak ele alınması gereken ana konu kişilerin okumaya bakış açılarıdır. Eğer okumaya yatkınlığınız –alışkanlık demiyorum- varsa zaten bu satırları okuyorsunuz demektir. Zorunluluklar dışında kimse size bir yazıyı isteğiniz dışında okutamaz. Toplumun gereksinmeleri geliştikçe okur yazar olmak da, bir zorunluluk olarak temel ihtiyaçların karşılanabilmesinde bir araç olarak ortaya çıkmıştır. Paranın değerini bilmek, wc nin nerde olduğunu bulabilmek veya adres ve yer bildirimi yapabilmek için belirli bir seviyede okur yazar olmak gerekir.

Sosyal devlet anlayışında da dünya devletlerinin neredeyse tamamı temel eğitimi bir zorunluluk olarak benimsemiş ve eğitimi de ücretsiz olarak karşılamaktadırlar. Gelişmiş ülkelerden Finlandiya ve Japonya gibi örneklere baktığımızda eğitim, temel eğitimden üniversiteye kadar sürekli devlet desteğine sahiptir. Özel sektör de eğitime gerekli katkıları sağlamakta, daha etkin eğitim modellerinin geliştirilmesinin sağlanması açısından tam bir teşvik ve güven havuzu içinde yer almaktadır. Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde ise durum bu kadar parlak değildir. Geniş kitlelerin zorunlu gereksinmelerini karşılayacak kadar, eğitim yeterli görülmekte küçük bir varlıklı azınlık ise üst düzey eğitim almaktadır. Burada önemli olan konu da üst düzey eğitime yönlendirilecek yetenekli çocukların bulunup eğitiminin sağlanması çabası tüm dünya devletleri için önemli bir yatırım kaynağıdır. Eğitim kalkınmanın, gelişmenin en önemli yatırım aracıdır. Peki, kitap okuma yüzdesine baktığımızda orantı nedir dersek, gelişmiş ülkeler kitap okumaya yatkınlıkta açık ara öndedir.

Kitap okuma bir zihinsel gereksinimdir. İnsanlar okuyarak bir şeyler öğrendiklerini fark ettiklerinde, kafalarındaki sorulara yanıt bulduklarında veya okudukları satırlarla duygusal tatmini yakaladıklarını fark ettiklerinde artık birer kitap kurdu haline gelirler. Ortamları gelir seviyeleri de uygunsa, kitaba veya benzer okuma araçlarına ulaşabilecekleri ortamları varsa (eskiden kütüphane ağırlıktayken şimdi elektronik kitap ve internet üstünlüğü almış durumda) kesinlikle okumaktan taviz vermezler

Bulurlar, satın alırlar, paylaşırlar ve sonuçta okurlar. Bu kitap okuma alışkanlığı değildir. Zira kitap okumak bir alışkanlık değildir. Okumaya başlamış bir insan bunu isteği ile devam ettiriyorsa artık yemek yemek gibi zorunlu bir gereksinimdir. Medyada sık sık gündeme gelen KİTAP OKUMA ALIŞKANLIĞI ifadesi uydurma bir deyimdir. Birde bunu Medyada gündeme getiren sunucu, şovmen vb.nin karşılarındaki insana bilgiç bilgiç “en son hangi kitabı okudun?”, “ kaç tane kitap okudun?” şeklinde kendi olağanüstü “kitap kurdu” niteliklerini de sergileyecek sorular sormaları da bu “kitap okuma alışkanlığı” düşüncesini ortaya koyanların cahil egolarının tatmini ve vakit kaybı olarak sergilenmesinden öte bir şey değildir. Kitap okumak ya da okumak, okumanın gerekliliği ve yararlarını fark eden insanlar için mutlaka giderilmesi gereken zihinsel bir beslenme sorunudur. Gelişmiş ülkelerde bu açlık toplumun büyük bölümünde yaygındır ve inanıp inanmamanız ne yarar sağlar bilinmez ama zeka testleri de bu ülke insanlarını sürekli olarak üst sıralarda göstermektedir. Tabi istisnalar kaideleri bozmaz.

Sonuç olarak okuma gereksiniminiz olduğu ve yazıyı da ilgi çekici bulduğunuz için bu satırları okudunuz. Okumaya yatkın olmayan biri bunu yapmazdı. eğer zorlama olmaz ise… Zorlama ile okuyan da okuduğundan bir şey anlamaz. Onlar için kalın kitap ince kitap ayrımı da ön plana çıkar. Bunda sonra yazma fırsatım olursa yaşa göre kimler neler okumalı, hangi kitaplar öncelikli olarak okunmalı değerlendirmesinde bulunmak isterim. Okumadan soğutan değilse bile zaman kaybına neden olan yaşa uygun olmayan ağır kitaplar da bu değerlendirmemizde yer alır umarım.

Hepinize okuyacak bol materyal ve keyifli ortamlar dilerim

Erk Bilginer

Kategoriler

Ekemiş Posta Kutunuzda

Arşivimiz

error: Content is protected !!